Vefa Klinik
  • Ana SayfaVefa Klinik
  • Hakkımdayakından tanıyın
    • Özgeçmiş
    • Yayınlar
  • Çocuk Kalbisizin için
    • Anjiografi Nedir?
    • Çocuklarda Doğumsal Kalp Hastalıklarının Belirtileri
    • Ekokardiyografi Nedir?
    • Erişkinlerde Doğumsal Kalp Hastalıkları
    • Atriyal Septal Defekt
    • Patent Duktus Arteriosus
    • Ventriküler Septal Defekt
    • Üfürüm Nedir?
    • Kapatılan Kalp Delikleri
    • Aort Koarktasyonu
    • Melike
  • Çocuk HastalıklarıHastalıklar
    • Down Sendromu
    • Ateş Nedir?
    • Aşılar ve Aşılama
    • Domuz Gribi
  • İletişim

Ahh Brazil!

  • Anasayfa
  • Ahh Brazil!
İsimsiz, John Swiheart
Ahh BRAZİL!
İçinde olduğumuz zamanın, içerisinde bulunduğumuz mekanında toplumsal, yönetsel ve ekonomik zorluklara rağmen yine de yaşanmış ve bizi bir noktaya getirmiş olan modernite, postmodern cinler tarafından içi çürük oyunlar, kavramlar, yöntemlerle taşlanıyor.
Zamanın bir yerinde siz diyin dis- ben diyeyim bir kakatopya ülkesinde Hayri Tırtal, hergün yeniden değiştirilen ve o güne uyarlanan gazetelerin, televizyon programlarının, ders kitaplarının, ölülerin ve dahi yaşayanların hazırlandığı Kurgu Bakanlığının hızla çalışan daktilolarından her nasılsa birisinin içine düşüveren hamamböceğinin azizliği sonucu Hayri Tırtıl’a dönüşüverir. SWAT komandoları iki çocuğu ve sevgili hanımı ile sabah kahvaltısını yapan kendi halindeki Hayri Tırtıl’ın evine tepeden iner, yaka paça Hayri’yi alır, masraflar için de Bayan Tırtıl’a yüklü bir meblağ fatura imzalatır, geldikleri gibi hızla giderler.
Antikçağ aydınlanmasından sonra uzun yüzyıllar boyunca geri iktidarların boyunduruğunda yaşayan insanoğlu ikinci ve önemli aydınlanmasını 18-19.yy’larda yaşar. Kopernik’ten Kepler’e ve Galileo’ya uzanan çizgide astronomi kimi dogmaları ve dolayısıyla göksel iktidarı yıkar. Bunun neticesinde toplum, devlet örgütü, doğa ve dahi din aklın mahkemesinde kendini savunmak zorunda kalır. Daha gençliğinde yazdığı Oedipe trajedisi ile kitlelerin gözdesi olan Voltaire “Alık bir halkın düşündüğü gibi değildir rahipler/Bizim saflığımızdan doğar onların tüm hünerleri” dizeleri ile dillerde dolaşmaktadır, aydınlanmanın sesi olacaktır zaten.
Fransa, 19. yy. başları. Yazdığı edepsiz ve sapkın yazıları ile yazılarına paralellik gösteren yaşamı yüzünden yıllarını zindanlarda ve tımarhanelerde geçirmiş olan De Sade son olarak Napoleon tarafından zindana gönderilir, en önemsediği eseri olan “Sodom’un 120 Günü”nü bitiremeden de Bastille’in küflenmiş bir yerinde ölür. Sade’yle hemen hemen aynı dönemde işinde gücünde Edmond Dante, kraliyet savcısı tarafından Bonapartist olmakla itham edilir ve bu yüzden zindana atılıverir. Hukuk falan da diyemez zaten ve 15 yıl kadarcık unutulur orada. Tıpkı Meksika’da toprak reformu ve köylülerden yana olan Don Diego de la Vega gibi, o da kızından koparılarak zindana gönderilir.
Herşeye meydan okuyor postmodernizm. Politika önerilerini bir kenara atıveriyor, her türlü gerçekliği muğlaklaştırabiliyor, üstkurmaca tekniğini edebiyatta ama daha ustaca toplumsal hayatta başarıyla kullanabiliyor. Modern bilimin yöntemlerini reddediyor ve örneğin toplumbilimlerinde diyalojik yöntemi öncülleyebiliyor. Yeni ama çiğ kurgularla tarihi manipülatif medyayla beraber kendince düzenleyebiliyor. Dolayısıyla postmodern kaos bize ilerici ve daha erdemli demokrasileri ve idealleri değil distopyan dünyaları vadediyor.
Kabul edecek miyiz?
(Hayri Tırtıl, Brazil filminden ismi Türkçeleştirilmiş bir karakterdir, kurgudur. Edmond Dante, Monte Kristo kontunun kendisidir, yani kurgudur. Don Diego de la Vega, namı diğer Zorro, kurgudur.
Postmodern, böyle bir not koyma gereğini hissetmez!)
Selman Vefa Yıldırım

Vefa Klinik tüm hakları saklıdır © 2017.